Tatar’ın ‘Halk ayrı devlet ayrı’ sözüne Kıbrıs’ta tepki: ‘Sorun böyle çözülmez’
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1974’ün yıl dönümünde Güney Kıbrıs’ın resmi haber ajansı olan Kıbrıs Haber Ajansı’na verdiği röportajda Kıbrıs meselesinin geleceğine ilişkin mesajlar verdi. Müzakere masasında egemen eşitliğin tanınması üzerinden geçilirken, Tatar’ın sözleri Güney Kıbrıs’ta tepkiyle karşılandı.
Tatar’ın açıklamaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Kıbrıs konusunda yeni mesajlar verdikleri bir dönemde geldi.
‘BİZ AYRI İNSANLARIZ, AYRI HALLERİMİZ VAR’
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Haber Ajansı’na verdiği röportajda, “Unutulmamalıdır ki 1960’tan sonra Kıbrıs Türkleri bu ülkede çok acılar çekti. Biz çok büyük kayıplar verdik. Kayıplarınızın çoğu 1974’teydi. Halkımızın çoğunluğu 1963-1974 dönemindeydi.Türkiye’nin Avrupa’da olmadığı, Türk askerinin güvenliğimizi korumadığı, serbest dolaşım gibi bazı ilkelerin kuzeyde büyük etkisi olduğu bir durumu kabul etmek bizim işimiz değil. , Kıbrıs Türkleri ise büyük bir risk ve macera ile karşı karşıya kalacaktır.” söz konusu.
Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayaklarımız yere sağlam basmalı. Bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü ve güvenliğimizi garanti altına almalıyız.”
“Kıbrıs’ın kuzeyinde barış ve huzur içinde yaşamak için büyük bir bedel ödedik. Biz barış ve huzurun devamından yanayız. Öte yandan, burada kurulmuş bir Kıbrıs Türk devleti olduğunu da unutmamak gerekir. 1960 sonrası olaylardan sonra. 60 yıla yakın bir devletimiz var ve insan haklarına göre farklı bir halk olduğumuz temelinde kendi devletimiz en doğal hakkımızdır. iki devlet temelinde olmalıdır.”
Tatar, iki devletli çözümün kabul edilmesi halinde bu formülün Rum tarafına önemli kazanımlar sağlayacağını belirterek, son dönemde gündemde olan güven artırıcı tedbirlere değindi.
‘HER ALANDA İŞBİRLİĞİ YAPMALIYIZ’
Tatar, güven inşa eden adımlarla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Kıbrıs küçük bir adadır. Halkların, geleceğin, gençlerimizin yarınlara umutla bakabilmeleri için her alanda işbirliği yapmalıyız. bu işbirlikleri doğru diyalog ve iletişim çerçevesinde.Kolayca iletişim kurabiliyoruz.Aslında ben şahsen bizi anlayan ve bizimle her türlü samimiyeti kurabilecek bir Güney Kıbrıs olduğunu düşünüyorum.Geçmişte olaylar var. Bunlar tabi ki bize bir uyarı.Geleceğe yürürken sağlam temeller üzerine (işbirliği) kurmalıyız.Geleceğe birlikte yürüyebilmeliyiz.Bu da bu iki farklı temelde olabilir. eyaletler, yan komşular… Bu durumda her türlü konuşmaya hazırım.”
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı, güçten beyin sarsıntısına hazır olmaya ve orman yangınlarıyla mücadeleye kadar bir dizi inanç inşa etme önlemine odaklandı. Kıbrıs’ta iki taraf arasında yeni geçiş noktaları açılması fikrine sıcak yaklaştığını da ifade etti.
“KIBRIS SORUNU KAMUOYUNA AÇIKLAMALARLA ÇÖZÜLMEZ”
Tatar’ın açıklamaları Güney Kıbrıs’ta tepkiyle karşılandı. Kıbrıs Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letymbiotis, Tatar’ın mesajlarını değerlendirerek, ‘Kıbrıs sorunu kamuoyu açıklamalarıyla çözülemez’ dedi. Cumhurbaşkanı Christodoulides ile resmi ziyaret için Amman’a giden Letymbiotis, Cumhurbaşkanı’nın niyetini birçok kez paylaştığını hatırlatarak, Kıbrıs sorununun kamuoyu açıklamalarıyla çözüleceğini düşünmediğini söyledi.
Sözcü, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerin yeniden başlaması için her türlü çabayı sürdürme, olumlu bir ortama olumlu katkıda bulunma ve bu taraftaki girişimleri teşvik etme istekliliğini ve kararlılığını yineledi. Sözcü, “Amacımız, mutabık kalınan çerçevede müzakereleri yeniden başlatmak ve buna hazır olduğumuzu yineliyoruz.” dedi.
ERDOĞAN VE MİÇOTAKİS’TEN MESAJLAR
Tatar’ın röportajı yayımlanmadan önce Kıbrıs müzakerelerine yeniden başlanması ihtimali ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in mesajları Kıbrıs gündemine yansıdı. Dün adayı ziyaret eden Miçotakis, Tatar’ın temasa geçtiği iki devletli çözüme kapıyı kapattı. Mitsotakis bu formülü kabul edilemez olarak nitelendirdi.
Erdoğan ise 20 Temmuz’da KKTC’ye yaptığı ziyaret çerçevesinde iki devletli çözüm mesajı verdi. Ardından geçen hafta Türkiye’nin sahadaki gerçeklerden yola çıkarak Annan Planı döneminde olduğu gibi analiz yolunda sorumluluklarını üstlenmeye hazır olduğunu açıklamıştı. Miçotakis ve Erdoğan’ın mesajları, Eylül ayının prestijiyle Kıbrıs’ta yeni diplomatik hareketlilik olacağı görüşünün gündeme geldiği bir süreçte gündeme yansıdı.